Akdeniz’in en büyüleyici köşelerinden biri olan Kekova, masmavi suları, yeşilin her tonunu barındıran doğası ve tarihle iç içe geçmiş atmosferiyle ziyaretçilerini ilk bakışta etkiler. Antalya’nın Demre ilçesi yakınlarında yer alan ve “Batık Şehir” olarak ünlenen bu özel bölge, Türkiye’nin en çok ilgi gören gezi rotalarından biridir. Kekova’nın güneş altında parlayan denizi, altın tonlu sahilleri ve kıyılar boyunca uzanan tarihi izleri, bölgeyi adeta açık hava müzesine dönüştürür. UNESCO Dünya Mirası Listesi için aday gösterilen Kekova; yaklaşık 7,5 kilometrelik kıyı şeridi, korunaklı koyları ve kristal berraklığındaki sularıyla tam bir Akdeniz cennetidir.
Bölgeye adını veren Kekova Adası, Kaleköy ve Üçağız açıklarında yer alan kayalık bir kara parçasıdır. Likya dilindeki eski adı “Dolichiste” olan ada, tarih boyunca “Kakava” olarak da anılmıştır. Yaklaşık 4,5 km² büyüklüğündeki adada yerleşim bulunmaz; konaklama ve yeme-içme alanları anakara tarafındaki Kaleköy kıyılarında yer alır ve buraya yalnızca tekneyle ulaşılır.
Adanın kuzey kıyılarında, M.S. 2. yüzyılda meydana gelen büyük bir deprem sonucu sular altında kalan antik Dolchiste kentinin kalıntıları görülebilir. Kısa bir süre Bizans döneminde yeniden canlanan bu yerleşim, Arap akınları nedeniyle zamanla tamamen terk edilmiştir. Kuzeybatıdaki Tersane Koyu ise eski bir liman bölgesi olup Bizans kilisesi ve Xera antik kentine ait yapılarıyla dikkat çeker.
Toplamda 260 km²’lik geniş bir alanı kapsayan Kekova Bölgesi; Kekova Adası’nın yanı sıra Kaleköy, Üçağız ve Simena, Aperlae, Dolchiste ve Teimioussa gibi dört önemli Likya kentini içerir. Tarih meraklıları için her adım yeni bir keşif, doğaseverler için ise benzersiz bir manzara sunar.
Yerel halk tarafından kısaca “Kale” olarak bilinen Kaleköy, karadan ulaşımın olmadığı nadir yerleşimlerden biridir. Likya’nın antik kenti Simena üzerine kurulmuş bu küçük köy; denizden yükselen tarihi surları, tepede yer alan kalesi ve kıyı boyunca uzanan batık kalıntılarıyla büyüleyici bir görünüme sahiptir.
Kaleköy’e yalnızca 1 kilometre uzaklıktaki Üçağız, sessiz atmosferi ve doğal yapısıyla ziyaretçilerin huzur bulduğu bir diğer duraktır. Eski adı Teimioussa olan köy, adını “üç çıkış” anlamına gelen konumundan alır. Köyün hemen doğusunda antik Teimiussa kalıntıları yer alır ve bölgenin tarihsel dokusuna tanıklık eder.